Taha Akyol

Taha Akyol
Taha Akyol
Tüm Yazıları
Bahçeli’nin sözleri
23.07.2025
56

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, kendi milletvekilleriyle birkaç ay önceki sohbet sırasında “Cumhurbaşkanı’nın iki yardımcısı olsun, biri Kürt, diğeri Alevi olsun" diye konuştuğunu gazeteci İsmail Saymaz yazdı.

İlk okuduğumda, İsmail yazdıysa doğrudur diye düşünmüştüm.

Önceki gün Bahçeli bir açıklama ile, o sözleri “basına kapalı” toplantıda söylediğini belirtti. Bahçeli, İsmail Saymaz hakkında, kapalı toplantıdaki o sözleri yazdığı için aşağılayıcı ifadelerde bulundu.

Halbuki gazetecinin görevi yalan yazmamaktır. Basına kapalı da olsa gazeteci doğru olmak kaydıyla içeriğini yazar. Yazdığı için konu kamuoyunun gündemine geldi.

MERAK EDİLMESİ TABİİ

Bahçeli’nin üniter devlet ilkesine bağlılığı şüphesizdir. Zaten o sözlerinin “siyasi bir öneri” olduğunu söylüyor. Yani bir model, bir anayasa değişikliği önerisi değil…

Ancak kamuoyunda bu kadar yankılanması ise tabiidir.

KCK’nın Öcalan imzalı metinlerinde “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı” dışında, Suriye, Irak ve İran Kürtlerini de kapsayacak “KCK vatandaşlığı” örgütlenmesi öngörülüyor…

Benzer sorunların yaşandığı başka ülkelerde çeşitli modeller var...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki çözüm süreci döneminde, “eyalet sistemi”ni öven ve “Osmanlı’da da Kürdistan vilayeti vardı” şeklinde sözleri olmuştu…

Dahası, bugünkü sürecin bütün takvimi açıklanmış değildir. KCK feshedilecek mi, edilmeyecek mi, belirsiz.

Böyle bir ortamda “Lübnan” türü çok kimlikli devlet kurumlaşmasının çok yanlış olacağının hatırlatılması, tekdir değil takdir edilmelidir. Tolga Şirin’nin “Lübnanlaşmak Nedir?” başlıklı yazısını okurlarıma tavsiye ederim.

ETNİK TUZAK

İç içe geçmiş kimliklerin bu çağda bir devlet çatısı altında yaşamasının sihirli formülü yok. Tecrübelerden ve tecrübelerimizden çıkaracağız

İlk ihtimallerden biri “devleti paylaşmak”tır. Şu makam benim, öbür makamı senin! Etnik milliyetçi hareketlerdeki “ortak devlet, ortak vatan” kavramları böyle talepleri içerir. Fakat bu, felaketli Lübnan modelidir işte.

Federasyon, eyalet sistemi?.. Alman ve Amerikan tarihlerinde parçaları birleştirici bir rolü oldu. Fakat kimlikler açısından “federalizmin sicili kötüdür.” (John McGarry, The Politics of Ethnic Conflict Regulation, s. 34)

En önemlisi de Türkiye gibi çok iç içe geçmiş toplumlarda etnik kimliğe göre iç-sınır çizmenin imkansızlığıdır. Yerel yönetimlerin yetkilerini artırmak ise olumlu sonuçlar veriyor.

Eğitim konusu, “mızrağı ucu” denilecek kadar önemlidir. İnkar edilemeyeceği gibi feci sonuçlar doğurabilecek kadar da kritik bir konu. Anthony Birch “Milliyetçilik ve Milli Entegrasyon” adlı eserinde her kimliğin kendi okulunu açmasının “öğrencileri birbirlerine karşı sosyalleştirdiğini” anlatır. Etnik içe kapanmanın iktisadi gelişmeyi engellediğini de belirtir. “Etnit Tuzak” kavramına dikkat çeker. (Nationism and National Integration, s. 55-58 ve 110-111)

TEMEL: VATANDAŞLIK

Bir arada yaşamak ortak değerler, ortak hukuki temeller gerektirir. En temelde “vatandaşlık” kavramı vardır. Kamu hukukunun ve anayasa hukukunun temel kavramlarından biridir.

Kimlik tartışmaları yaşanırken ön plana çıkarılması, şuurun odağı yapılması gereken değer ve hukuki norm “vatandaşlık”tır.

Hak ve yükümlülükler kimliğe ve dini inanca göre değil, “vatandaşlık” kavramıyla belirlenir.

Büyük devlet adamlarımızdan Âli Paşa’nın deyişiyle “rabıta-i vatandaşî.”

Bu bakımından, Cumhurbaşkanı’nın “Türk, Kürt Arap” vurgusunu doğru bulmuyorum. Konu dış politika ise Arapları devlet adlarıyla zikretmek gerekir. Bahçeli’nin bu kavramı hiç kullanmaması dikkat çekicidir.

Vatandaş kavramına darbeler döneminde yüklenmiş tanımın değiştirilerek daha kapsayıcı hala gelmesi elbette isabetli olur.

Kimliğinin, inançlarının, hayat tarzlarının özgürlüğüne sahip, vatanı, bayrağı, milli marşı anayasada belirtilen “üniter devletin vatandaşlığı”dır çözümlerin temeli…

Önümüzdeki dönemde bu konuları ayrıntılarıyla yazmak gerekecek…

Bu konular konuşulurken en çok dikkat edilmesi gereken husus, gerilim ve hamasetten sakınmak, sağduyudan ayrılmamaktır… Diğeri, ekonomik gelişmeye zarar vermekten sakınmaktır. Rasyonelliği kaybetmezsek, piyasa ekonomisinin geliştireceği refah, sorunların bir kısmını zaman içinde çözer zaten.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar