İbrahim Kahveci

İbrahim Kahveci
İbrahim Kahveci
Tüm Yazıları
Ülke batıyor umurunuzda mı?
10.07.2025
29

Önce isim vermeden bir köşe yazısından alıntı yapalım:

Türkiye’de piyasa, yolsuzlukla mücadeleyi desteklemek yerine cezalandırıyor. Böyle bir piyasa kapanmayı hak eder.

O nasıl bir piyasa ki ülkedeki yolsuzlukla mücadeleye yükselerek değil, düşerek tepki veriyor.

Onlar nasıl piyasa aktörü ki yolsuzlukla mücadele edilirken kur operasyonlarına koşuyor.

Ve bu sayede Türkiye’ye bir fatura çıkarılıyor.

Tutukladığınız için şu kadar para gitti, bu kadar para uçtu, diye.

Türkiye ne zaman düzelecek, sorusunun cevabı bellidir; yolsuzlukla mücadeleye piyasa düşerek tepki vermediğinde.”

***

Evet, yazıda bahsedildiği gibi fatura büyük… Hatta faturanın büyük olmasının ana nedeni de “yolsuzlukla mücadele” imiş. Yani suç muhalefetteymiş. Komik ötesi veya saçmalığın zirvesi…

Piyasa kötü olunca ne oluyor; faiz yüksek kalıyor. Risk ne kadar yüksekse faiz de o riske bağlı yüksek oranda gerçekleşiyor.

ISO-500 olsun Fortune-500 olsun şirketlerin bilançolarında faiz yükü çok arttı. Hatta hem kar marjı azalıyor hem de faiz yükü artıyor.

Sadece şirketler mi bu durumda?

Hazinenin durumu da benzer şekilde.

Yıllık nakit açığımız 2 trilyon 383 milyar liraya ulaştı. Bunun güncel kur karşılığı 66 milyar 688 milyon dolar.

Faiz gideri hariç nakit dengemiz ise yine yıllık bazda 724 milyar lira açık vermiş durumda. Güncel kur karşılığı 20 milyar 882 milyon dolar.

Yıllık bazda faiz giderimiz ise 1 trilyon 659 milyar liraya karşılık geliyor.

Feci ama çok feci bir durum.

Mesela bu yılın ilk yarısında 1 trilyon 037 milyar lira faiz giderinde bulunmuşuz. Toplam Hazine gelirlerinin yüzde 18,3’ü faize gitmiş. 2024 yılında bu oran yüzde 13,2 düzeyindeydi.

Bu oran elbette AK Parti’nin iktidarı devraldığı dönem ile karşılaştırılamaz. Mesela 2005 yılında faiz ödemelerinin Hazine gelirlerine oranı %35,1 seviyesindeydi. Ama bugün 90’lara dönüş sinyali veren bir yeniden bozuluş süreci yaşıyoruz.

Hazine nakit dengesi çok hızlı bozulmuş durumda. Eskiden cari giderler sıkı disiplin altındayken faiz giderini karşılıyorduk. Mesela 2006 yılında faiz giderinin gelirlere oranı %27,5 düzeyindeydi ama faiz hariç dengemiz 20-25 milyar dolar artıdaydı. Şimdi faiz hariç dengemiz de eksi 20 milyar dolar düzeyinde.

Eskiden bütçe sadece faizden açık veriyordu şimdi her yerden açık veriyor. Hem savurganlık hem de yüksek faiz; ikisi ilk kez birleşti.

Savurganlığı biliyoruz… Bütçemiz adeta iktidarın koltuk sevdası uğruna harcanıp duruyor. Geleceğimizi kurmak yerine geleceğimizi bile satarak günü kurtarma peşindeyiz.

Anlayan için ibretlik bir durum.

Neyse…

Gelelim faiz kısmına.

Riskimiz yüksek. Yarın telefonumuz aynı baz istasyonunda bir suçlu ile sinyal verirse ne olacağız? Ya da satın aldığımız arabanın ilk kullanıcısı bir suç işlemişse…

Hayatımız kamu görevlilerinin iki dudağı arasında…

Bu ülkede riskin yüksek ve savurgansan elbette faizin de yüksek olur… Piyasalar bir sonucu veriyor; yani doğruyu yanlışı para kazanıp kaybetme riski ile fiyatlıyor.

Gözünü de kapatsan, piyasaları da kapatsan durum değişmez.

Peki, sonuç ne olacak?

Elbette fakirlik… Bu sefer işsizlik olarak gelecek bir fakirlik fırtınası. Şimdiden 452 bin kişi işini kaybetmiş oldu ama bekleyin… Bu sayı 2 milyona gelebilir, hatta aşabilir.

Bir koltuk uğruna ödenecek faturayı düşünemiyorum… Keşke ülkeyi düşünseler.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar