Mehmet DOĞAN
Türkiye’de her gün yeni bir skandal, her gün yeni bir ‘’ne olacak şimdi’’ sorusuna muhatap olayla karşılaşıyoruz.
Çıkar ilişkileri, kazanılan ve çuvallarla gece karanlığında saklanmaya çalışılan haram lokmaları ancak ve ancak çıkar çatışmalarının çıngısında aydınlanan vakalarda görebiliyoruz.
Şahit oluyoruz ki aklın sınırlarından taşan oyunlar, ahlaksızlık, utanmazlık, aymazlık, yolsuzluk gibi nice kelimenin anlatmaya yetmeyeceği kadar ayyuka çıkmış yanlışlıklar. Tilkileri kıskandıran kurnazlıkta hamleler. Ve daha neler neler.
Tüm bu meselelerde aktörlerin, siyaset sahnesinde hala seyircilere selam durmalarına şaşıyorum elbet. Ancak bir şeye daha çok şaşıyorum: gençlerin bu kiri temizlemekte taşeron olarak kullanılmasına anlam veremiyorum. Bu pisliğe bulaşmışların, genç arkadaşların hiçleştirilmesine, gençlerin siyasetin kirine maşa edilmesine tahammül edemiyorum.
Günümüzde ne AK Parti, CHP, MHP ya da ne de BDP veyahut Cemaat, söz konusu kuruluşun kim olduğu, kimleri korumak için cansiperane çabaladıkları hiç umrumda değil. Ben, aşağı yukarı yaşıtım olan arkadaşların başkalarının hatalarına, günahlarına kendilerini ortak etmelerini hazmedemiyorum. Başbakan’ın, bakanların, siyasilerin destekçisi olmak için kendi varlıklarını ikincilleştiren arkadaşlara kendi çapımca kızıyorum. Taşeronluk yaptırılmaya çalışıldıklarını görmek bana zül geliyor.
Bir siyasi partiye mensup ya da sadece destekliyor, benim gözümde zerre önemi yok, sorgusuz sualsiz kabullenen, anlatılana inanmamak ya da şüphe duymak gibi bir girişimde bulunmayan genç arkadaşlarla karşılaşmak istemiyorum. Kulaklarımı kemiren sorularla başbaşa kalıyorum; gençlerin siyasetteki rolleri nelerdir? Gençlik onaylama, destekleme ve aklamak anlamına mı gelir?
Bana göre ‘’Gençlik inanma değil, aksine inanmama merciidir.’’ Bilgi heybesini geleceği için doldurmaya yeltenen bir genç için sorgulamak ve daha iyisine zorlamak en kabul edilebilir yöntemdir.
60 yaşındaki siyasetçilerle 20 yaşındaki bireyler aynı şeyleri söyleyecekse, daha da acısı 20 yaşındaki genç 60 yaşındakileri taklit edecekse yarın ne değişecek? Bir siyasi partiye mensup da olsa, genç bir bireyin ezber yapması neyi geliştirebilecek? Gençlerin siyasetteki rollerine ilişkin sorunlar olduğu apaçık ve gerçek.
Bize biçilen rolleri değil, bizlerin roller inşa etmelerinin gerekliliğine dair yerleşmiş bir heyecan taşıyorum. Ancak son günlerde ise adına sosyalleşme denen eylemi yapmaya her yeltendiğimde karşılaştığım manzarayı görmemek için kaçacak yer arıyorum.
Devlet babanın bekasına benliğini fedaya gayretkâr gençler olduğunu gördükçe oldum olası sitem duyarım. Son siyasi skandalların akabinde rastladığımız gelişmeler ışığında sitemlerin yerini endişe ve korku aldı. Anlaşılıyor ki güncel sorunlar ve merkez siyasete yönelen eleştiri ve iddialar muhataplarını destekleyen genç arkadaşlarda hiçbir şüphe oluşturmamış. Özellikle AK Parti gençlik kollarına mensup olan arkadaşların ‘’varlıklarını Tayyip Erdoğan’ın varlığına armağan eden’’ tavırlarını gördükçe anlamlandıramıyorum ve korkuyorum. Bu ölçüde bir kayıtsızlığın olası zararlarını düşünüp endişelere kapılıyorum. Samimiyetimle belirtmeliyim, AK Parti’yi destekleyen genç arkadaşların söz konusu gelişmelerinden sonra sadece, ‘’neler oluyor’’ sorusunu sormalarını bekliyorum. Ezberleri bozmalarına ve ‘’geleceğim çalınıyor mu’’ diye sorgulamalarını görmeyi çok istiyorum. Bunu muhalif bir düşüncede olduğum için ya da AK Parti kaybetsin fırsatı olarak gören bir akbaba içgüdüsüyle değil, benim ve tüm ülkenin geleceğinde rol almakta gönüllü olacak arkadaşların hırsızlık ve hukuksuzluklarla aralarına mesafe koyduklarını görmek için arzuluyorum.
Ne kadar daha yaşarım bilmiyorum ama sevdiğim tüm insanlar adına onlarca yıllık geleceğimiz için gerçek anlamda korkuyorum. Geleceğimizi yönetmekte en yakın adaylar olacak genç arkadaşların tepkisizliğinden ve bu minvalde hukuksuzlukları sessizlikleriyle onaylamalarından dolayı endişe duyuyorum.
Korkulara teslimiyete hazırlanan bünyemi:’’Yahu bir tepki verin. ‘’Hırsızlığa biz de karşıyız’’ deyiverin arkadaş. ‘’Kimsenin günahına ortak olmayız’’ diye haykırın. Ne olur...’’ diye seslenirken buluyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2014
22.07.2014
11.07.2014
5.06.2014
25.04.2014
24.04.2014
4.04.2014
1.04.2014
12.03.2014
7.03.2014