Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Salı günkü Taraf ilginçti doğrusu. Yalnız bana öyle gelmedi, gelen telefonlardan anladığım kadar okurlara da öyle gelmiş. Ahmet Altan “Eleştiri” başlıklı yazısında Taraf yazarlardan bir grubun “Biz, devletle mücadele eden bir örgütü eleştirmeyiz devleti eleştiririz” görüşünde olduğunu söylüyor. Bu takdim edişten rahatsız olduğumu söylemeliyim. Taraf içinde Kürt sorunu ve PKK konusunda farklılıklarımızın olduğu açık, okurlar da görüyor zaten. Farklılıkların olması çok doğal, istenilendir de. Karşımızda çözümü hiç de kolay olmayan bir sorun var, olgunun farklı yanlarını öne çıkaran farklı yaklaşımlar çözüme fikri katkı sağlar, eğer hakkı verilirse. Kaldı ki Taraf bir gazete, bir siyasi partinin yayın organı değil, elbette farklılıklar olacak.
Ne var ki bu farklılıkların “devleti mi, PKK’yi mi eleştireceğiz “gibi bir noktadan kaynaklandığı şeklindeki bir algının yaratılması bana doğru gelmiyor. Hatta böyle bir algının doğmasının Taraf’a haksızlık olacağını düşünüyorum. Yazarların yazılarını hepimiz okuyoruz, meselenin bu ya da bundan ibaret olduğunu sanmıyorum. Karşımızdaki sorunu aşırı basitleştirmek olur bu. PKK eleştirilemez gibi düşüncede olan bir yazar varsa bu açıklıkta yazar, tartışırız. Bana göre kimse, hiçbir örgüt eleştiriden muaf olamaz, eleştirilir elbette. Eleştiriyoruz da. Eleştiriden kimse ölmez.
Kanımca mesele eleştiride değil, PKK ve Kürt sorununun çözümü konusundaki farklı değerlendirmelerdedir. Bunun üstüne gider ve farklılıklarımızı açabilirsek bir katkı yapmış oluruz. Değilse polemiklerin ötesine geçilemez.
Salı günkü Taraf hakikaten ilginçti. Gürbüz Özaltınlı’nın “Kürt sorununun teorisi” başlıklı yazısı tam da bu soruya yanıt oluşturuyor, aydınların kafasında Kürt sorunu ve PKK meselesindeki farklılıkların çok başarılı bir fotoğrafını veriyordu. Özetle söylersem Gürbüz (ya da mütevazi masası), Türkiye Kürtlerini üçe ayırıyor: 1) Cumhuriyet’in asimile etmeyi başardığı Kürtler, 2) Asimilasyona karşı duran ama entegrasyonu savunan, PKK’ye de sıcak bakmayan, homojen olmayan ve daha çok AKP üzerinden temsil edilen grup, 3) “Etnik kimliği her şeyden daha fazla önemseyen, kendi kendilerini yönetmeyi katı bir siyasal hedef olarak benimsemiş, kendilerini Kürt milli kimliğinin inşasının taşıyıcısı olarak kabul eden; hakikaten 30 yıldır ağır bedeller ödemiş olan kesimdir. Hedefleri için savaşmayı meşru bulur. Ölür, öldürür. Bu gurup ise PKK tarafından temsil edilmektedir. Yani, PKK evet şiddeti temel amaç olarak kullanan bir örgüttür. Ama PKK bunların yanında ve ötesinde bir şey dahadır: PKK bir Kürt sosyolojisidir.”
Gürbüz bu fotoğrafı çektikten sonra devam ediyor: “Aşağı yukarı sayıca birbirine eşit olduğunu varsayabileceğimiz bu gruplandırma gerçeğe temas ediyorsa, buradan bir yerlere doğru ilerleyebiliriz.”
Bence ediyor ve buradan bir yerlere ilerlemek bence de mümkündür.
Bir yerlere ilerleyebilmek için ikinci olarak AKP sosyolojisine bakmak gerek. AKP hükümetinin Kürt sorunu ve PKK konusunda yeni stratejisi masaya yatırılmak zorunda. Zaten aydınlar arasında başlayan yeni farklılaşmaya zemin oluşturan da devletin güvenlik fonksiyonunu öne çıkaran bu yeni strateji değil mi? “90’lı yıllara mı dönülüyor” kaygısı abartılı olabilir ama bu kaygı durup dururken doğmadı. Öne çıkan ve yayılan KCK operasyonları en önemli neden.
Gürbüz Özaltınlı’nın yazısından devam edelim. “Bu ‘ölçü’ meselesi çok önemli. Söz KCK’ya geliyor. Bu hafife alınacak bir politika sapması değildir. Bu çok tehlikeli bir otoriterleşme üretmektedir. Açık açık yüksek sayılarda siyasetçi (gerilla değil) tutuklanmaktadır. Orada da kalmamakta akademisyene, yazara sıçramaktadır. Kullanılan dile baksanıza. Basına ayar vermekle başlayan, kamuoyuna dönüp ‘operasyonlara karşı olmak KCK savunuculuğu yapmaktır’ diyebilen bir tehdit dili belirdi. Bu dil kabul gördükçe bütün siyaset zemini zehirlenir. Bunu önemsemeyenlere şaşıyorum.”
Doğrusu ben de şaşıyorum.
Sözün özüne gelirsek, karşımızda ince ayar tartışacağımız meseleler var. Bunlar üstünde Taraf’ta da, başka yayın organlarında da aydınlar karınca kararınca düşünce üretmeye çalışıyorlar. Hâl böyleykenTaraf’taki farklılıkları “PKK’yi eleştirip eleştirmemeye” indirgemek kanımca gerçek fotoğrafı bize vermediği gibi Taraf’a da haksızlık olur.
Salı günkü Taraf hakikaten ilginçti. Melih Altınok’un beni eleştiren yazısına yanıtım olacak ama yerim bitti, o da gelecek yazıya kalsın. Zaten Kürt sorunu ve PKK’ye ilişkin farklılıklarımız konusuna devam edeceğim.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012